Okumak, bol bol okumak, kitaplarda kaybolmak lazım...
İlk görüşte vuruyor insanı Beyoğlu'nun En Güzel Abisi ;
"Aşk, yaşamı; cinayet, ölümü sıradanlıktan kurtarır."
"Sultanı Öldürmek" kitabından tanıdığımız Nevzat Başkomiser'in başında olduğu ekibin yürüttüğü, Beyoğlu'nun arka sokaklarında yılbaşı gecesi işlenen bir cinayetin soruşturması. Kazıdıkça pislik çıkan olaylar, karanlık adamlar, çaresiz kadınlar ve de akıllı kadınlar...
Ahmet Ümit'in alıştığımız bol tasvirli anlatımıyla, kitabın sonuna kadar herkesten biraz biraz şüpheleniyoruz. Tasvirler bizi biraz yorsa da sabırsızlıkla çeviriyoruz sayfaları katile ulaşmak için. Tabi tüyo verecek değilim kesinlikle okumalısınız kitabı ve adım adım ulaşmalısınız bence katile. Benim ilk defa tahminim doğru çıktı mutluydum sonunda :))
"Beyoğlu'nun En Güzel Abisi"ni "Ahmet Ümit sever" biri olarak seveceğime emindim ama beklediğimden bambaşka çıktı kitap. Çok ama çok sevdim ama bunda en büyük pay Taksim şehitlerine ithaf edilmiş gibi olmasıydı. 27 Mayıstan beri çok olay çıktı, çok kötü günler geçti. Gencecik fidanlar soldu. Kitabı okurken çok etkilendiğim yer oldu ama en etkileyeni bu sayfaydı. Gözlerden akan yaşlara engel olmak zor.
Tabi Gezi olayları anlatımı kadar, 6-7 eylül olaylarına değinilmesi de beni çok etkiledi; 6-7 eylül 1955'te İstanbul'da yaşayan Rumlara ve diğer azınlıklara yapılan yağma hareketi. Bir çok kadın tecavüze uğramış,evler dükkanlar yağmalanmış, ve polis sadece izlemiş. Ahmet Ümit bize, o günleri atlatamayan ve ucuz kurtulan 2 kişi üzerinden bahsediyor sadece. Ve bu fazlasıyla yetiyor beni günlerce uyutmamaya... Okursanız ve ya okuduysanız yorumlarınızı paylaşırsanız sevinirim.
- Pamuk Şeker Tadında Günler ;)) -
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlamak ister misin?