Hoşgelen, sefa gelenler, bol bol gelenler

25 Şubat 2012 Cumartesi

Muhteşem Galata gösterisi

Yine bir Yalan Dünya Gecesinde tek söyleyebileceğim;
-Bu güzel gösteriyi canlı izleyemesek de buradan izlediğimize de şükrederek-
Fikirlerinize emeklerinize sağlık 8*4 ekibi ;))

24 Şubat 2012 Cuma

Watsons tırnak süsleri

Watsons'ın ürünlerini seviyorum, değişik değişik şeyler oluyor :)) 
Bu da onlardan biri, ben de renklerini çok beğendiğim için aldım. 
Zemini şeffaf olduğu için baskı gibi duruyor.
Daha sonra tırnaklarımda da göreceksiniz bol bol ;))

Pıt pıtlayarak bu site de farklı modellerini de görebilirsiniz. Ben kelebekliyi de çok beğendim.


23 Şubat 2012 Perşembe

Tatlı tatlı kalpler

Sevdiceğimle neşemiz yerindeyse beraber pazar kahvaltısına özenmeyi severiz, bu da işte öyle neşeli bir pazar günü. Nişanlım bana tereyağlı,peynirli lavaş tostlardan hazırlarken bende ona rengarenk tatlı tatlı kalpler yaptım. Yapılışını anlatmıyorum çünkü sizin için an ve an fotoğrafladım :))

O an lavaş ve kaşar peyniri aklıma geldi o yüzden bunlarla yaptım, bir de ortada kepekli ekmek üzeri kaşar peyniri var. Ama onu kızarttım o yüzden peynir koyu renk görünüyor biraz. Bu lavaşı bimden almıştık 12li paket olarak satılıyor. İncecik hamur gibi. Bilmem sever misiniz ben reçel ve balın yanında hep peynir yerim. O yüzden de hem kaşarlı hem çilek reçeli ve ballı. Ama siz yaparken düz renk bir tabağa koyarsanız daha hoş olur :) Bu sadece basit bi hazırlama.

Afiyet olsun ;))




















Hamiş:
(Duygu Asena kitaplarından kaptığım bir sözdü yıllar önce, "not" demek.)
Pamuk Şekeriniz sinüzit ile uğraşmak zorunda maalesef :( ama bakın buna rağmen yazılarımı da eksik etmiyorum ;))) aferin bana :pP


22 Şubat 2012 Çarşamba

Can Bonomo ve 2012 Eurovision Şarkımız

Can Bonomo'nun tarzını tavırlarını seviyorum. Rahat ve salaşlık ön planda. 

Şarkımıza gelince 22 Şubat 2012 saat yaklaşık 19:40 gibi (yani az önce) Trt de şarkımız yayınlandı. Can Bonomo'nun 2012 Eurovision da bizi temsil edeceği şarkımızın adı "Love Me Back". Ezgilerini beğendim ama ne kadar iddialı olur olmaz bilmiyorum, o konuda yorum yapabilecek kadar müzik dahisi değilim :))

Neden bilmiyorum ama şarkımızın giriş kısmı belki de yerel ezgileri nedeniyle bana, 2009 Eurovision 1.si şarkıyı anımsattı. Norveç'in şarkısını da çok beğenmiştim ben. Unutanlar için;


EUROVISION 2009 -NORVEÇ ALEXANDER RYBAK - FAIRYTALE



İnternete düşmesini bekleyemedim şarkının ve sizler için TVden amatör çekimimle yayınlıyordum ki benim videom bloga yüklenesiye youtube'a yüklendi ;)

Veee işte CAN BONOMO veeeee "LOVE ME BACK"


CAN BONOMO KİMDİR??
İzmirli Can Bonomo, müziğe 8 yaşında gitar çalarak başladı. Ortaokul ve lise boyunca sürdürdüğü müzik çalışmalarına İstanbul’da devam etti. 17 yaşında İstanbul semalarına açılmaya karar veren Bonomo, müzik dünyasına ses prodüksiyonculuğu yaparak atıldı. Bilgi Üniversitesi’nde Sinema-Televizyon Bölümü’nde okudu. Üniversite yıllarında Radyo Klas, Number One FM ve Radio N101’de radyoculuk yaptı. Daha sonra, televizyona geçerek Number One TV ve MTV’de televizyon programları hazırladı. Televizyonculuk kariyeri süresince çeşitli reklamlarda rol aldı.




Müzisyenlik kariyeri, Irwin Welsh’in Porno adlı kitabının ilk yaprağına sardığı demosunu Can Saban’a gönderdiğinde yeni bir boyut kazandı.

Lise ve üniversite yıllarında amatör müzik gruplarıyla İzmir ve İstanbul'da birçok konser veren Bonomo, sonunda "Hazırım" diyerek ilk albümü için kolları sıvadı. Yaklaşık iki yıllık hummalı bir hazırlıktan sonra da Ocak 2011’de Can Saban'ın yapımcılığı ileilk albümü “Meczup”u yayınladı. Can Bonomo ve ilk göz ağrısı “Meczup”, 24 Ocak'ta Babylon'da düzenlenen bir geceyle dinleyicileriyle buluştu.

Kimlerle, Neler Yapıyor?


Meczup”un biri hariç tüm parçalarının söz ve bestesi Can Bonomo imzasını taşıyor.Düzenlemeler ise aynı zamanda albümün prodüktörlüğünü ve müzik direktörlüğünü üstlenen Can Saban’a ait. Parçaların miksing ve mastering’i Ali Rıza Şahenk tarafından yapıldı. TheFatLab’de kaydedilen "Meczup", We Play - TheFatLab etiketiyle yayınlandı. Albüm kapağındaki albümün artwork'leri bizzat Can Bonomo’ya ait.
...
Aslında sık sık arkadaşlarıyla yaptığı doğaçlama müzik ve sohbetlere, takipçilerini de dahil ederek, kendine özgü online performanslar yapıyor.

Müzikal yolculuğu boyunca The Shins, Wax Poetic, The Kinks, The Libertines ve The Beatles’dan etkilenen ve esinlenen Bonomo, Alaturka nağmelerden indie melodilere gezinen müziğini 'İstanbul Müziği' olarak tanımlıyor.
 

Sanatın hemen her dalına ilgi duyan Can Bonomo, müziğin yanı sıra illüstrasyon yapmaya ve fotoğraf çekmeye bayılıyor!

Aldığı Ödüller:
- 8. Radyo Boğaziçi Müzik Ödülleri 2011 'En İyi Çıkış Yapan Sanatçı'
- 38. Altın Kelebek Televizyon Ödülleri 2011 'En İyi Çıkış Yapan Solist'

 Daha fazlası için; 



21 Şubat 2012 Salı

Blog Çekilişleri - IV

Gün geçmiyor ki bloglar da çekiliş olmasın. İşte birkaç çekiliş daha;

Shopaholic'in çekilişi için pıt pıt


NURŞENLE KADINA DAİR'in çekilişi için pıt pıt

Trendiyiz'in hediye çekilişi için pıt pıt
ssdesignbutik'in çekilişi için pıt pıt

19 Şubat 2012 Pazar

KY - Saklama kutusu yapma

Maalesef 5 gündür bilgisayarımdan uzağım bu yüzden yazamadım. Nişanlımın yanına gitmiştim de ;))
Kendin yap projesi paylaşmak istiyorum sizlerle. Birşeyler almıştık içindekileri dolaba yerleştirince kutusu boşa çıktı, ben de kutuyu atmak istemedim. Saklama kutusuna ihtiyacım vardı ama tencereli tabaklı karton kutu da kullanmak istemiyordum tabi ki. Dc fix yapışkanlı kağıtları bilirsiniz. Hem dayanıklıdır hem de arkasında yapışık olduğu kağıt karelidir bu sayede yamuk kesmezsiniz. Benim odam mavi ve fuşya, elimdeki dj fix de maviydi bende pembe almayıp maviyi kullanayım istedim. Yaparken dc fixi görüntülemeyi unuttuğum için ilk iki dc fix görüntüsünü netten aldım, rengi sizi yanıltmasın ;))














Öncelikle kutuyu açarak enine ve boyuna göre dc fixi daha rahat hesaplayıp kesiyor ve yapıştırıyorsunuz. Fazlalıkları isterseniz içe kıvırabilir isterseniz kesebilirsiniz. Ben kesmeyi tercih ettim.

Vee yapıştırdıktan sonra dc fixi yepyeni bir saklama kutunuz oluyor. Ben içine telefon ve fotoğraf makinesi usbsi...vb gibi kabloları koymayı planlıyordum bunlarla fotolarını çekmiştim ama sonra vazgeçip içine karaoke, tabu, monopoly deal, uno kartlarını koymayı tercih ettim :))


Ufak bir tüyo: ben teknolojik ürünlerin kutularını saklamayı pek sevmiyorum çok yer kaplıyorlar. Bu yüzden tüm kabloları bir araya koyuyordum ve birazcık karışıyordu tabi. Ben de post-it leri kablolara takıp ikiye kıvırdım ve birbirine yapıştırdım. Üstüne de hangi ürünün olduğunu yazdım. Neden daha önceden yapmadığımı bilmiyorum sanırım düzenlemediğim için hiç aklıma gelmemişti :))



13 Şubat 2012 Pazartesi

Hangi Oje Yakışmaz ki Bana * Golden Rose 81 * Flormar G12

İşte yeni bölüm sevgili Pamuk Şekercilerrrr... 
Oje seviyorum, ojeli eller seviyorum....
Bende dedimmm madem böyle deniyorum sürekli ojeler, paylaşıyorum. En iyisi bu bir bölüm olsun vee bende hep hep hep paylaşayım ojelerimi :))
Bu bölümümüzün ilk paylaşımını ilk tecrübemle yapmak istiyorum. 
Çatlayan oje aylar önce çıkmış olmasına rağmen bir türlü almayan ben sonunda bi sürü oje alırken onu da araya sıkıştırıverdim. Ve ilk denemem bence güzel oldu, yalnız biraz zormuş çatlayan oje sürmesi. Tırnaklara sürerken etlerde nasibini alıyor tabi temizlemeden çekilen fotolar da azıcık kötü oldu ama :))

Arka planın da masamın dağınıklığı gözlemlenen zemin rengim :) Golden Rose:81

Çatlak ojem :) flormar g12

 Veee sonuççç ;))



10 Şubat 2012 Cuma

SS- Ben kızımı vermem!!!

SS-Ben kızımı vermem! başlık bu. Neden SS? Tabi ki Sosyal Sorumluluğun SSsi ;))
Gelin dergisi, -maalesef ki- Türkiye'nin kanayan yarası olan -bebeklerle oynaması gerekirken gelin edilen- "Çocuk Gelinler"e dikkat çekmek için bir takvim hazırlamış. Projenin adı ise bence çok hoş: "Ben Kızımı Vermem". Proje için dokuz ünlü isim objektif karşısına geçmiş. Özellikle erkeklerin desteği çok önemli çünkü çocuk yaşta gelin edilen çocukların asıl sorumlusu -annelerin sözünün geçmediği ailelerde olduğunu düşünürsek- izin veren babalar bence. Umarım onlara ulaşır bu proje.

Burhan Şeşen ve kızının fotoğrafında bir yandan gülümseyen Burhan Şeşen sağ eliyle kızını öyle bir kavrıyor ki "vermem!" diyor adeta. Bence asıl mesaj da sağ elinde gizli zaten!

Tan Sağtürk'ün kimseyi kıramayacakmış gibi görünen yüz ifadesinin altında bence "Beni zorlamayın!" bakışı yatıyor ;))

İdil Çeliker ise kızının elini sımsıkı kavrıyor.

Ece Doğulu ve pek şeker kızının fotoğrafına bakınca bu sevimliliği bozamaz ki insan :) Anne kız diyaloğu bambaşkadır ya Ece Doğulu da bence iki eliyle kızını kavrayarak gösteriyor bunu.

Ebru Cündübeyoğlu'nu oldum olası çok beğenirim; hem çok alımlı ve güzel bir kadın, hem de bir erkekten bile daha sert ve daha uyarıcı bakmıyor mu sizce de? Harbi kadın derler ya bazen tam öyle. Gerektiğinde sert, gerektiğindeyse "benim" diyen bir kadını bile gölgede bırakacak kadar alımlı...

Hakan Yılmaz'ın sert bakışları her kız isteyeni geri çevirebilecek potansiyele sahip bence. Fazla söze gerek bırakmayacak kadar net!

Neşe Erberk gibi 3 kızı olan bir anne açısından ne kadar önemli olduğunu hissettiriyor bu kare.

Burçin Orhon

  Yeşim Salkım ve kızı, anne-kız olmayı ve o sevgi dolu diyaloğu çok güzel sığdırmış bence bu karelere.



Vee benim beğendiklerime gelince -belki tarafsız bakamadığım için belki de gerçekten o pozlar bana göre daha güzel olduğu için- en çok Tan Sağtürk'ün, Hakan Yılmaz'ın ve Ebru Cündübeyoğlu'nun pozları daha bi sert daha bi etkileyici sanki.

8 Şubat 2012 Çarşamba

Gelin damat kadehlerimiz


Uzun zamandır -araya bir sürü konular girdi falan- bir türlü nişanla ilgili detaylara devam edemedim, gelelim nişan kadehlerimize...
Nişan da hangi tabakları bardakları kullanacağımızı düşünürken internette de bazı araştırmalar yaptım, süslü süslü nasıl olabilir kadehler falan diye... En sonunda gelin damat kadehleri gördüm ama her zaman ki gibi üzerinde biiiiiir sürü değişiklik yaparak -ve tabi ki yine becerikli annemle- kadehlerimizi oluşturduk :)) Herkes de bayıldı kadehlerimize tabi gelin kadehinde ki elbiseyi de nişanlığım gibi mercan rengi yapmadan olmazdı ;))

7 Şubat 2012 Salı

Mideye giden kalpli öneriler

Hepimiz biliriz erkeklere hitap etmek genelde midelerine hitap ettiğiniz zamanlarda çok kolaydır. Bende 14 şubatı evde geçirecek aşıklar için bir şeyler paylaşayım istedim. Tabi sadece bayanlara değil önerilerim bayanlardan çok daha becerikli erkekler de mevcut. Onlarda kolayca uygulayabilirler. Ama merak etmeyin "Ben mutfakta pek becerikli değilim ama" diyenler için de önerilerim var ;)

 Birlikte kahvaltı yapacaklara sevgililere;

Tost ekmeklerinin üzerine sevgilinizin tercihine göre, reçel fıstık ezmesi veya NUTELLA sürebilirsiniz tabi ki kalp şeklinde ;))


Poşet çayların etiketlerini çıkartıp kalp ya da üzerine not yazacağınız kağıtlarla değiştirebilirsiniz ;))




Ekmeklerin ortasını kalp kurabiye kalıpları ile çıkartıp,hafif kızmış yağlı tavaya koyup ortalarına da yumurta kırabilirsiniz ya da yumurtayı un ve süt ile karıştırıp omlet malzemesi hazırlayıp bundan bir miktar koyabilirsiniz. Tabi çıkan kalpleri de kızartmayı unutmayın ;)) Tabağı da kalplerle taçlandırabilirsiniz ;))


Rafadan hazırladığınız yumurtalar soğumadan çöp şiş, 2 lastik ve yağlı kağıt ile yumurtanıza kalp şekli verebilirsiniz ;))


Birlikte yemek yiyeceklere; 

Dilimlediğiniz patatesleri kalpli kalıp ile kestikten sonra kızartabilirsiniz ;))


Ben pizza yapamam diyenler, sucuk veya salam dilimeyip kalpli kalıp ile kesip hazır aldığınız donmuş pizzanın üzerine koyup pişirebilirsiniz. Bir de ketçap mayonezi kalp şeklinde sıktınız mı tamamdır, sizin elinizden çıkmış gibi ;))


Ben sadece makarna yapmayı bilirim diyenler; hazırladığınız makarnayı kalp şeklinde servis yapabileceğiniz gibi, makarnayı yumarlak bir tabağa koyup üzerine ketçapla da kalp yapabilirsiniz ;))


Tatlı yiyelim tatlı konuşalım diyenlere;

Mevsim meyvelerini kalpli kalıp ile kesip isteğe göre krema, krem şanti veya NUTELLA ile servis yapabilirsiniz ;))



Hazır satılan kalpli pasta kalıplarından alıp krema sürebilir ve istediğiniz gibi süsleyebilirsiniz.



Veee "Ben çok becerikliyimdir." diyenler için;

Malzemeleri
3 yumurta akı
200 gr pudra şeker
1 tutam tuz
110 gr badem
Kırmızı gıda boyası
Frambuaz aroması

Krema için
80 gr beyaz çikolata
35 ml krema

Hazırlanışı
Kremayı ısıtıp çikolatayı içinde eritin. Oda sıcaklığında soğumaya bırakın. Mikserle çırparak bekletin. Pudra şeker ve bademi mutfak robotunda çekerek un haline getirin. Ayrı bir yerde oda sıcaklığındaki yumurta aklarını 1 tutam tuz ile katılaşıncaya kadar çırpın. Toz şekeri kaşık kaşık ekleyip tamamen katılaşıncaya kadar çırpmaya devam edin. Badem ve şeker karışımını bir kaseye eleyin. Yumurta aklarına ekleyip spatula ile karıştırın. Kırmızı gıda boyası ile renklendirin. Karışımı düz uçlu sıkma torbasına doldurun ve yağlı kağıt serili tepsiye 3 cm çapında aralıklı olarak sıkın. Oda sıcaklığında 1 saat bekletin. 150 dereceye ayarlanmış fırında 10 dakika pişirin. Soğuyunca aralarına krema sürüp iki makaronu yapıştırın. Tüm malzemeyi aynı şekilde hazırlayın. Bir gece buzdolabında bekletip servis yapın.


Hepinize afiyet olsun ;))


Alıntı:kadın&kadın



LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...